davacı iş sahipleri vekili dava dilekçesinde, kendilerinin işi yüklenici olarak davalı …'e verdiklerini, yüklenici …'in de beton dökme işini taşeron olarak davalı şirkete yaptırdığını beyan etmiştir. Bu halde, davacılar kendilerinin davalılardan … ile sözleşme yaptıklarını ifade ettiklerine göre kendilerinin akdi muhatabı da yüklenici … olup, taşeron şirketin akdi ilişkisinin bulunmadığı davacılara karşı bir sorumluluğunun bulunduğundan söz edilemez. Hal böyle olunca, davacıların davalı taşeron şirkete yönelen davalarının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek bu davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Devamı...

Dava dilekçesi içeriği ile tüm dosya kapsamından; davalılardan …’nün asıl iş sahibi olup sözleşme konusu enerji nakil hattı bakım ve onarım işlerini yüklenici olarak davalı …’ne, bu şirketin de sözleşme kapsamındaki bir kısım işleri taşeron olarak diğer davalı …’ya, bu kişinin de … Köyündeki bir adet direğin tamiratı işini alt taşeron olarak davacıya verdiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesindeki ikrar ve kabulüne göre davacı, davalılar nezdinde iş akdiyle çalışan işçi olmayıp, sözkonusu işi davalı …’dan sözlü eser sözleşmesiyle alan alt taşerondur. Bu haliyle uyuşmazlığın 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden görevli mahkeme iş mahkemesi olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

mahkemece yapılacak iş, hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla 28.07.2011 protokol tarihi itibarıyla mahalli piyasa rayiçlerine göre eksik işler bedeli hesaplattırılarak davacı taşeron alacağından düşülmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak davalının ibraz ettiği ve davacının kabul etmediği davalının üçüncü kişilerle yaptığı sözleşme ve faturalar dikkate alınarak düzenlenen rapora itibar edilerek davanın sonuçlandırılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
Devamı...

Yanlar arasındaki sözleşmede iş bedeli yuvarlak döner ana merdiven için 42.000,00 TL+KDV, ana merdiven duvar panoları için 6.000,00 TL + KDV, ana kütüphane için 12.000,00 TL+KDV, oturma odası TV dolabı için de 4.000,00 TL+KDV olmak üzere 64.000,00 TL+KDV olarak kararlaştırılmıştır. Mahkemece ana merdiven duvar panolarının yapılmadığı kabul edilerek bedeli olan 6.000 TL+KDV sözleşme bedelinden düşülmüş, sözleşme dışında 3.400,00 TL+KDV iş yapıldığı kabul edilerek bu bedel de sözleşme bedeline eklenmiş, neticede taşeron tarafından yapılan işlerin bedeli KDV hariç 61.400,00 TL, KDV dahil 72.452,00 TL olarak belirlenmiş ve KDV dahil bedelden ihtilâfsız ödeme tutarı 45.600,00 TL mahsup edilerek kalan 26.852,00 TL yönünden birleşen dava kısmen kabul edilmiştir. Bilirkişilerce düzenlenen 17.12.2012 tarihli raporda ana merdivenin ve cam korkulukların ayıplı olduğu belirtilerek ana merdiven için KDV dahil 9.912,00 TL, cam korkuluklar için de KDV dahil 3.540,00 TL nefaset kesintisi yapılması gerektiği belirlendiği halde mahkemece süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı kabul edilerek bu bedeller birleşen davada taşeron alacağından mahsup edilmemiştir. Dosya kapsamından yüklenici tarafından taşerona süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu, zira ayıplı ürünlerin yüklenici tarafından kabul edilmeyerek taşerona iade edildiği ve bilahare taşeron tarafından bir kısım düzeltme ve tamiratlar yapıldıktan sonra yeniden teslim edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemenin süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığına dair kabulü ve buna bağlı olarak ayıp bedellerinin taşeron alacağından mahsup edilmemesi yerinde olmamıştır. Süresinde ayıp ihbarında bulunulmuş olduğundan bilirkişilerce belirlenen ayıp bedellerinin de taşeron alacağından düşülmesi gerekir. 17.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda ayıp bedelleri düşülmek suretiyle taşeron alacağı 13.400,00 TL olarak belirlendiğinden mahkemece birleşen davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulü gerekirken ayıp bedelleri düşülmeyerek fazlaya hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir
Devamı...

sözleşmeleri davalı şirket ile birlikte imzalayan dava dışı taşeron şirketler … ve … 'nin de davaya usulen katılmalarının sağlanması, davacı yüklenicilerin asıl iş sahibi idarenin eksik ve kusurlu işler nedeniyle uğradığı zararlardan dolayı dava dışı taşeron şirketlerden tahsil ettikleri miktarlar araştırılarak oluşacak sonuca göre davanın sonuçlandırılması gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
Devamı...

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı yüklenici tarafından düzenlenen taşeron kesin hakedişinin doğru olduğu kabul edilmiş, alacak-borç hesabı hakedişteki veriler ve kesintiler denetlenmeksizin aynen alınmak suretiyle yapılmıştır. Oysa bu hakedişte yalnızca davalı şirket adına atılmış imzalar mevcut olup, davacı taşeron …’nin imzası bulunmamaktadır. Davalı yüklenici tarafından tektaraflı çıkarılan ve davacı taşeron imzasını içermeyen taşeron kesin hakedişinin kesinleştiği ve davacı taşeronu bağladığı kabul edilemeyeceğinden kesin hesabın sözü edilen hakediş dayanak alınarak değil, mahallinde keşif ve ölçüm yapılarak teknik bilirkişi aracılığıyla çıkarılması gerekir. O halde mahkemece işin uzmanı teknik bilirkişi marifeti ile mahallinde keşif yapılarak davacı tarafından yapılan işler ve metrajları belirlenmeli, sözleşme birim fiyatlarıyla değerlendirilerek yapılan tüm işin bedeli bulunmalı, davalı işin ayıplı olması nedeniyle iş bedelinden 1.670,00 TL kesinti yapılması gerektiğini savunduğundan bu savunma üzerinde durularak işin ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği, süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, ayıplar nedeniyle bir kesinti yapılması gerekip gerekmediği, yapılacaksa miktarı belirlenmeli, belirlenen miktar düşülerek davacının hakettiği iş bedeli kesin olarak saptanmalıdır.
Devamı...

Taşeron’a anahtar teslimi iş veren Asıl İşveren’in sorumluluğu olmadığı
Devamı...

davalı taşeronun işe başlayıp yürütmesinin mümkün olup olmadığı, biraz önce belirtilen belgeler teslim edilmeksizin işe fiilen başlanmasının mümkün olmaması halinde ne kadarlık süre uzatımına neden olacağı tespit ettirilip, buna göre davacı-karşı davalı yüklenicinin gecikme cezası ile diğer zararlar ve eksik ve kusurlu işlerin giderme bedelini istemekte haklı olup olmadığı ve miktarı ile davalı-karşı davacının varsa ödenmeyen iş bedeli alacağı ile miktarının önceki raporlardaki çelişkileri de giderecek şekilde hesaplattırılıp sonucuna uygun bir karar vermek olmalıdır
Devamı...